Haber

Emine Erdoğan, TASC’nin New York’ta geleneksel iftarına katıldı

YENİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Sıfır Atık Günü Özel Oturumu için geldiği New York’ta Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi’nin (TASC) geleneksel iftar yemeğine katıldı.

TASC, geleneksel iftarını Türk-Amerikan toplumu, Amerikan Müslüman toplumu, üst düzey yetkililer, yabancı diplomatlar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve öğrencilerin de aralarında bulunduğu geniş bir katılımcı kitlesiyle New York’taki Türkevi’nde gerçekleştirdi. Ezan okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam eden programda katılımcılara klasik Türk yemekleri ikram edildi.

Emine Erdoğan burada yaptığı konuşmada Türkevi çatısı altında mübarek Ramazan akşamında katılımcılarla birlikte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Emine Erdoğan, “Amerika’daki Türk ve Müslüman toplumunu güçlendirmeye ve geliştirmeye yönelik çabalarınızla her biriniz bu coğrafyada Türkiye’nin atan kalbisiniz.” dedi.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerdeki can kaybının herkesi derinden yaraladığını belirten Erdoğan, “Yaklaşık 15 milyon vatandaşımızın yaşadığı 11 ilimizi doğrudan etkilese de acısı 82 milyonun yüreğinde hissedildi. Yüzyılın felaketi olarak nitelendirdiğimiz bu sarsıntılar, dünyanın birçok ülkesinden daha geniş bir coğrafyayı yıkımla karşı karşıya bıraktı.Birçok ülkenin nüfusundan daha fazla sayıda vatandaşımız evsiz kaldı.Biz yaralarımızı sararken, acılar da cabası. kayıplarımız yüreğimizi sızlatıyor.Bir kez daha milletimizin ve ülkemizin başı sağolsun.Biz inanıyoruz ki “her karanlık gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı vardır. Karanlığı aydınlığa, hüznü ferahlığa çeviren büyük bir şehir vardır.” Elin şanlı bir kudreti vardır.” ifadelerini kullandı.

Türk devletinin gücü ve milletinin birliği ile aşılamayacak hiçbir sorun, sarılmayacak yara olmadığına işaret eden Erdoğan, depremin ilk anından itibaren tüm devlet ve gayrimüslimlerin harekete geçtiğini hatırlattı. devlet kurumları işbirliği içinde seferber edildi.

“Türkiye’nin ne kadar dost biriktirdiğini gördük”

“Bu zorlu süreçte, geçmişte sayısız kez farklı ülkelere gösterdiğimiz destek ve dayanışmayla Türkiye’nin ne kadar dost edindiğini gördük.” Erdoğan’ın, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de kendisine, “Bu zor günlerde yaşanan tüm insani krizlerde sorumluluk üstlenen Türkiye’nin yanında yer almak hepimizin boynunun borcudur.” Açıklamalarını paylaştı.

TİKA, AFAD, Kızılay, YTB, Diyanet, Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif gibi kuruluşların yıllardır Türkiye’nin “şefkat ve merhamet elini” en uzak diyarlara taşıdığını ifade eden Erdoğan, “Bu sefer bir nevi yardımlaşma sunuyoruz. en çok ihtiyaç duyduğumuz anda sadakat ve dostluk… Etrafımız bir çemberle çevrili.” söz konusu.

Dünyanın farklı yerlerindeki Türk vatandaşlarının da derin yaraları sarmak için tek yürek olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Vatanınızla aranızdaki binlerce kilometre mesafeye rağmen kalbinizin Türkiye ile attığını gösterdiniz. Topladığınız bire bir ve nakdi bağışlar Bu süreçte Türk-Amerikan camiamız ve Amerikalı dostlarımız Türk Hava Yolları’nın da desteğiyle deprem bölgesinde Türk Hava Yolları tarafından toplanan yaklaşık 2 bin ton yardım vatandaşlarımıza ulaştı. şahsım ve Türk halkı adına yürekten şükranlarımı sunuyorum.” açıklama yaptı.

“Sizler her geçen gün dünyaya umut kaynağı olan Türkiye’nin temsilcilerisiniz”

Emine Erdoğan, bir yanda yaraları sarmak için gönüllüler seferber olurken, diğer yanda nefret suçlarının işlendiğine dikkat çekti.

Irkçılık ve İslamofobi zehirli bir hastalık gibi yayılırken, Türkiye’ye yönelik karalama kampanyaları ve iftiraların da yaşandığını belirten Emine Erdoğan, sosyal medya platformlarında 16 kat daha hızlı yayılan yalan ve yanlış bilgilendirmenin, akılları ve kalpleri yapay bir zindana hapsettiğine dikkat çekti. gerçeklik.

Emine Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nefret, mazlumlar kadar sessiz kalanları ve göz yumanları da içine alarak insanlığı büyük bir karanlığa sürüklüyor. Farklı milletleri, farklı dinleri kucaklamış kadim bir medeniyetin mirasçıları olan bizlerin bu tahammülsüzlüğü anlamamız mümkün değil. Anadolu kültüründen beslenen her insan Yunus Emre’nin “Dava için gelmedim işim aşk için, dostunun meskeni gönül, ben gönül yapmaya geldim” nasihatini taşıyor. Dünyaya umut kaynağı olan, merhamete ve vicdana olan ihtiyacın her geçen gün arttığı Türkiye’nin demokrasi ve özgürlüklerin merkezi Türkiye’nin adalet ve hoşgörü timsali olmanızı temenni ediyorum. yükselen nefret ve ayrımcılığa karşı dünya olarak görülen ülkeler sessiz kalıyor.”

Suriye’den Ukrayna’ya, Somali’den Myanmar’a uluslararası toplumun karşı karşıya kaldığı insani krizlerin hiçbirinde Türkiye’nin sessiz kalan taraf olmadığını vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin her zaman çözüm odaklı samimi olduğunu söyledi. tanık olduğu her konuda sorumluluğu vardır. titiz bir tutum izlediğinin altını çizdi.

Erdoğan, “Sel, kuraklık, yangın gibi afetlerde yaşadığımız dünyanın imdat feryadına gösterdiğimiz hassasiyet yine bir toplumsal vicdan işidir.” söz konusu.

“Tarihi gelişmeler, çocuklarımıza bırakacağımız en değerli mirasın tam ortasında olacak”

Dünyanın temizliği, güvenliği ve geleceği için Türkiye’de 2017 yılında başlatılan Sıfır Atık Projesi’nin gölgesinin dünyanın dört bir yanına ulaşan koca bir çınar ağacına dönüştüğünü belirten Erdoğan, girişimlerle BM’de. Türkiye’nin ve 105 ülkenin eş sunucu olarak desteği. Alınan Sıfır Atık kararının büyük gurur kaynağı olduğunu belirtti.

Erdoğan, “Karar neticesinde açıklanan 30 Mart Uluslararası Sıfır Atık Gününün ilkini dün BM Genel Kurul salonunda 160’tan fazla ülkenin katılımıyla kutladık. başkanlığını yapacağım bir İstişare Konseyi kurulacak.Bu tarihi gelişmeler, temiz bir gelecek için çocuklarımıza bırakacağımız en değerli mirasın ortasında olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Bireysel veya toplumsal hayırların birleşerek çoğalarak karanlıkları birer birer aydınlığa çıkaracağına inandığını belirten Erdoğan, “Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi bitirirken, bir hayır olarak gelen bu mübarek ayın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. yeryüzüne rahmet, barış ve kardeşliğe vesile olacaktır.Duaların arşa yükseldiği bu mübarek günlerde, vicdanların ve zihinlerin yanlış bilgi ve dezenformasyonla kirlenmediği, toplumların barış ve kardeşlik içinde yaşadığı, insanların barış içinde yaşadığı bir dünya diliyorum. ancak hayırda yarışın.” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

“Düşmanın cephesi geniş ama dostlarımızın sayısı da çok”

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin öncülüğünde 30 Mart’ın ilk kez Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak kabul edildiğini hatırlatarak, “Türkiye’de bu girişimin öncülüğünü yapan Sayın Emine Erdoğan’a bir kez daha şükranlarımızı sunuyoruz.” önce ülkemizde, sonra küresel düzeyde.” dedi.

Türkiye’nin 6 Şubat’ta tarihinin en büyük felaketini yaşadığını ancak en büyük dayanışmaya da tanık olduğunu belirten Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin milli gelir açısından dünyanın en cömert ülkesi olduğunu ve dünyanın en cömert ülkesi olduğunu söyledi. Kalkınma yardımları açısından dünyanın ilk üç ülkesinin ortasında. stresli.

Çavuşoğlu, Amerikan yönetiminin de Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu belirterek, ülkedeki Türk, Amerikan-Müslüman ve Türk Süryani topluluklarının da seferber edildiğini belirtti.

Türk milletinin, devlet ve millet olarak birçok sıkıntıyı birlikte aştığını hatırlatan Çavuşoğlu, “Türkiye-ABD ilişkilerine katkılarınızdan dolayı ayrıca teşekkür ederim.” dedi.

Çavuşoğlu, Türkiye ile ABD arasındaki ekonomik iş birliğinin rekor kırarak geliştiğini, ikili ticaret hacminin son üç yılda ikiye katlandığını bildirdi.

Bakan Çavuşoğlu, “Sizlerin de desteğiyle FETÖ ve PKK başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelemizi sadece yurt içinde değil, yurt dışında da sürdüreceğiz. Bu felaketin ardından düşman cephesinin geniş olduğunu ancak sayının çok olduğunu gördük. arkadaşlarımızın da durumu yüksek.” terimleri kullandı.

“Birlik, Beraberlik ve Dayanışma Zamanı”

TASC Eşbaşkanı Melih Bektaş, depremlerin ardından Amerika’daki Türk toplumunun çok uzakta olmasına rağmen acıyı çok yakından ve derinden hissettiğini söyledi.

Bektaş, artık “birlik, beraberlik ve dayanışma zamanı” olduğunu belirterek, Türk toplumunun Amerikan siyasetinde daha aktif hale gelmesi gerektiğini söyledi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu